Fener'in "Gönül"lü Zaferi
Hafta içi oynan Mönchengladbach maçı sonrası Fenerbahçe'yi zorlu bir maç bekliyordu. O da Beşiktaş maçıydı. Her takımda olduğu gibi Avrupa maçları sonrası ligde böylesine üst düzeyde geçmesi olası bir maçta, Fenerbahçe'nin M. Gladbach karşısında gösterdiği performansı gösterebileceği düşünülmüyordu. Ancak maç başladığında böyle tablo ortada yoktu. 1. dakikadan, 90. dakikaya kadar sahada üstün bir Fenerbahçe vardı ve maçı 3-0 gibi net bir skorla yenerek ligdeki ilk derbi maçından galip ayrılmasını bildi.
Maça dönmeden önce, bu maçın bir başka önemli yanı vardı. O da tabi ki de Alex de Souza'nın takımdan ayrılış olması ve 8 sene sonra Fenerbahçe'nin bir derbi maçında Alex'siz sahaya çıkmasıydı. Alex'in lig karnesine bakıldığında, attığı gollerin önemli bir çoğu Beşiktaş'a karşı kaydetmiştir. Bu veriye dayanarak Alex'li Fenerbahçe derbilerde her zaman kağıt üstünde favori olarak gösteriliyordu. Ancak artık Alex bu takımda olmayacak ve Fenerbahçe'nin Alex'siz bir derbi maçında nasıl bir kadroyla çıkacağı ve mücadele edeceği büyük bir merak konusuydu.
Fenerbahçe sahaya Mönchengladbach maçının ilk 11 ile çıktı ki ben de böyle 11 ile çıkacağını tahmin ediyordum o yüzden Gladbach maçını izlerken Aykut Kocaman'nın oyuncu değişikliklerinde biraz geç kalmasına, 3 oyuncu değişiklik hakkını neden kullanmadığına sitem etmiştim. Yine de tek fark Bekir'in yerine Yobo'yu almasıydı. Maça Fenerbahçe önde baskıyla tempolu başladı. 13. dakikada Gökhan Gönül'ün sağ kanattan taşıdığı topla ceza sahasına yapmış olduğu ortada Caner'in kafayla indirdiği topa Sow, geçen sezonun 2. yarısında Galatasaray'a attığı golü hatırlatan bir rövaşata golüyle Fenerbahçe 1-0 öne geçti.
Golden sonra Fenerbahçe edindiği alışkanlık mı denir bilinmez ama yine bir geri yaslanma durumu oldu ve 15-20 dakika Beşiktaş top yapmaya başladı. Ben de maçı izlerken, dedim aman gol yemeyin diye çünkü Fenerbahçe gol attıktan sonraki 15 dakikada gol yemeye çok müsait bir takım o dakikadan sonra gol yemezse sonrasında, kalesinde gol görme ihtimali azalıyor, ta ki bazı maçların son dakikalarına doğru. Her neyse, baskıyı kıran Fenerbahçe, Gökhan Gönül'ün sağ kanattan taşıdığı topta, yanındaki Kuyt ile oynadı. Kuyt ta Gökhan'nın boşa kaçtığını görüp önüne bıraktığı topta Gökhan'nın yapmış vuruşta McGregor'u mağlup etti ve durumu 2-0 a taşıdı.
Bu golden sonra risk alan Beşiktaş'ta, sinirleri de gerilmeye başladı yapılan faullerin sertliği arttı ve 58. dakikada Veli'nin Cristian'a arkadan yaptığı müdahale sonucunda hakem Özgür Yankaya, 2. sarıdan kırmızı kartla Veli'yi oyun dışı bıraktı ve akabinde meydana gelen serbest vuruşta Caner'in sert vuruşunda ceza sahasındaki karambolde Gökhan Gönül topu fırsatçılığını kullandı ve kendisinin 2. takımının da 3. golünü atarak maçı Beşiktaş için bitiren golü attı. 3. golden sonra Beşiktaş'ın nadir gelişen atakları kaleci Volkan'nın ellerinde erirken Fenerbahçe ligdeki ilk derbi maçını 3-0 bir skorla rahat kazanıp milli maç arasına moralli girmiş oldu.
Maçta Beşiktaş için konuşacak olursak, Beşiktaş gösterebildiği performansı gösterdi ama eldeki kadro bunun bir üst düzeye çıkartmasının önüne geçti. Maç başladığında en çok çekindiğim oyuncu Fernandes'ti. Bence sezonun en büyük fedakarlığı yapan oyuncu Fernandes'tir. Şu anki haliyle, Avrupa'da üst düzey bir kulüpte çok rahat oynayabilir. Beşiktaş'ın bu oyuncuya çok değer vermeli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder